Aging doesn't cost anything.
- Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.
Japan is trying to cope with the aging of its population.
- Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
- Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
The pharmaceutical company is looking for the Elixir of Life to stop the ageing process.
- İlaç firması yaşlanma sürecini durdurmak için hayat iksirini arıyor.
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Tom's eyes were wet with tears.
- Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.
This grass is too wet to sit on.
- Bu çim üstüne oturmak için çok yaş.
When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
- Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
My father will soon be forty years old.
- Babam yakında kırk yaşında olacak.
I want to grow old with Mary.
- Mary'yle yaşlanmak istiyorum.
I want to grow old with you.
- Seninle yaşlanmak istiyorum.
Fish such as carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
That fish lives in fresh water.
- O balık tatlı suda yaşar.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
John lives in New York.
- John New York'ta yaşar.
Sam is two years younger than Tom.
- Sam Tom'dan iki yaş küçük.
She is five years younger than me.
- O, benden beş yaş küçük.
Tears came to my eyes.
- Gözlerimden yaşlar geldi.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
The best time of life is when we are young.
- Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
The best time of life is when you are young.
- Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
- Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
You can't run away from age.
- Yaşlanmaktan kaçamazsın.