yakalanmış

listen to the pronunciation of yakalanmış
Turkish - English
smitten with
stricken
smitten
affected
caught

I think I might've caught a cold. - Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum.

I was caught in a shower on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

yakalanmış (suçlu)
apprehended
yakala
caught

I was caught in a shower on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

The old man caught a big fish. - Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.

yakala
catch

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold. - O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.

yakala
{f} capture

I captured butterflies with a net. - Kelebekleri bir fileyle yakaladım.

If jumps too high the rat - it's captured by the cat. - Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.

yakala
snare

A fox isn't caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

A fox is not caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

yakala
(Bilgisayar) catch up

She has to study hard and catch up with everybody in her class. - Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.

We'll catch up later. - Daha sonra yakalayacağız.

yakala
{f} grapple
yakala
{f} grappling
yakala
{f} nabbed

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} catching

I'm catching the 11:00 train. - 11:00 trenini yakalayacağım.

The traffic accident prevented me from catching the train. - Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

yakala
nab

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} capturing

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal. - O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

yakala
{f} collar

Tom grabbed Mary by the collar. - Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.

The man tried to catch hold of me by the collar. - Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

yakala
captured

He said Davis must be captured. - O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.

Tom was afraid of being captured by the enemy. - Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.

yakala
acquire
sise yakalanmış
fogbound
vabaya yakalanmış
smitten with the plague
yakala
sick him
yakala
catsh
yakala
overtake
yakala
overtaken
yakala
nail

Where did you nail them? - Onları nerede yakaladın?

I think you nailed it. - Sanırım onu yakaladın.

yakala
overtook