I saw a figure approaching in the distance.
- Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
We could hear sirens approaching.
- Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk.
Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
- Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
- Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir.
In the film about the world coming to an end, death was certain within twelve hours.
- Sona yaklaşan dünya hakkındaki filmde, ölüm on iki saat içinde kesindi.
How will you spend the coming three-day holiday?
- Yaklaşan üç günlük tatili nasıl geçireceksin?
He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.
- O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.