yalınayak

listen to the pronunciation of yalınayak
Turkish - English
barefoot

He was so startled that he ran outside barefoot. - O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.

Tom decided to go barefoot. - Tom yalınayak gitmeye karar verdi.

barefooted
barefooted; barefoot
unshod
shoeless
bare

Her feet were bare, as was the custom in those days. - O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.

He was so startled that he ran outside barefoot. - O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.

barefood
yalınayak, başı kabak
1. bareheaded and barefoot. 2. clothed in rags