Turkish - English
Definition of zeytinli in Turkish English dictionary
- olives
- Zetoon Vegetable
- plural of olive
- Something unique to Spanish caves
- This is the edible fruit of the olive tree Found in both green (unripe) and black (ripe) forms, each must undergo a process to remove the bitterness found in them This curing process is done with brine solutions, salt curing, and drying
- zeytin
- olive
Why does she apply olive oil on her lashes?
-O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
Better to extend an olive branch than launch a missile.
-Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- zeytin
- olive tree
- zeytin
- made of olive wood
- zeytin
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: zeytingiller,zeytuniye) olive tree, olive
- zeytin
- (Botanik, Bitkibilim) olea
- zeytin
- (Gıda) olives
I don't harvest your olives.
-Senin zeytinlerini toplamam.
I'm very fond of olives.
-Zeytine çok düşkünüm.
- zeytin
- (Tıp) oliva
- zeytin
- olive; olive tree
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of zeytinli in Turkish Turkish dictionary
- Üzerinde veya içinde zeytin olan
- zeytin
- Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea): "Zeytin dededen, incir babadan kalmalı."- Atasözü
- Zeytin
- (Osmanlı Dönemi) ZEYTUN
- zeytin
- Bu ağacın taze iken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi
- zeytin
- Zeytin ağacından yapılmış, zeytin kaplamalı
Related Terms
zeytinli
Hyphenation
zey·tin·liResimler
History
Favorites