Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
I remember Fred visiting Kyoto with his mother.
- Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
These are our visitors.
- Bunlar bizim ziyaretçilerimiz.
Visitors are welcome.
- Ziyaretçiler bekleniyor.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.