I had no visitors today.
- Bugün hiç ziyaretçim yoktu.
The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
Visitors are welcome.
- Ziyaretçiler bekleniyor.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?