failing to evoke laughter from the audience

listen to the pronunciation of failing to evoke laughter from the audience
İngilizce - Türkçe

failing to evoke laughter from the audience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dying
irtihal
dying
ölerek
dying
kıkırdama
dying
{f} öl

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı. - Thousands of soldiers and civilians were dying.

dying
ölen

Sepet dokuma ölen bir sanattır. - Basket weaving is a dying art.

O, ölene kadar en iyi arkadaşım olarak kaldı. - She remained my best friend till her dying day.

dying
{s} ölmekte olan

Ölmekte olan hastanın ailesi ne olacak? - What about the family of the dying patient?

dying
ölmekte olan dying bed ölüm döşeği
dying
{s} cansız
dying
{i} ölme

Ben ölmekten korkuyorum. - I am afraid of dying.

Arkadaşının ölmekte olduğunu duymuştu. - He had heard that his friend was dying.

dying
(isim) ölme
dying
f., bak. die
dying
dying confession declaration ölüm döşeğinde yapılan itiraf
dying
dying will ölmek üzereyken ifade edilen arzu
dying
{s} nesli tükenen
dying
die öl
dying
açıklama

Çoğu dilde ölüm ve ölmeyi açıklamak için örtülü ifadeler vardır. - Most languages have euphemistic expressions to describe death and dying.

dying
{s} ölüm

Ya hayata tutun ya da ölüme teslim ol. - Get busy living or get busy dying.

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

İngilizce - İngilizce
dying
failing to evoke laughter from the audience

    Heceleme

    fail·ing to e·voke laugh·ter from the au·di·ence

    Türkçe nasıl söylenir

    feylîng tı ivōk läftır fırm dhi ôdiıns

    Telaffuz

    /ˈfāləɴɢ tə ēˈvōk ˈlaftər fərm ᴛʜē ˈôdēəns/ /ˈfeɪlɪŋ tə iːˈvoʊk ˈlæftɜr fɜrm ðiː ˈɔːdiːəns/