Mary kız gibi bir kız.
- Mary is a girly girl.
Mary kız gibi bir kız değil.
- Mary is not a girly girl.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Bu kız bir kadın oldu.
- This girl has become a woman.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
... girly subscribers to him, and he was able to bring along ...