I wish to go to Hawaii.
- Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.
I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
She may have gone out to do some shopping.
- O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
When I went to Tokyo, I met him.
- Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.
If you had never gone to Boston, you wouldn't have met Tom.
- Boston'a hiç gitmediysen Tom'la tanışamazdın.
I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
Lastly, she went to America.
- Son olarak o Amerika'ya gitti.
We went to London last year.
- Geçen yıl Londra'ya gittik.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
You'd better go back home now.
- Şimdi eve geri gitsen iyi olur.
If you'd told me about it earlier, I could've been free. However, tomorrow I have plans to go back home.
- Bana ondan daha önce bahsetseydin, boş olabilirdim. Fakat yarın eve geri gitme planlarım var.