Don't worry, everything will be OK.
- Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Put everything in my basket.
- Her şeyi sepetime koy.
This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
- Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
I will do anything for you.
- Senin için her şeyi yapacağım.
All you have to do is sign this paper.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
All's fair in love and war.
- Aşkta ve savaşta her şey adildir.
Only God can safely be omnipotent.
- Sadece Tanrı güvenle her şeye gücü yeter olabilir.
Only God is omnipotent.
- Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.
I find it boring everything I do not fall in love with.
- Aşık olmadığım herşeyi sıkıcı buluyorum.
Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years.
- Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında herşeyi bilir.