Tom had to do some work.
- Tom biraz iş yapmak zorundaydı.
You must consider what kind of work you want to do.
- Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.
Whose turn is it to deal?
- İş yapmak için kimin sırası?
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
Doing business is really difficult.
- İş yapmak gerçekten zor.
I'm looking forward to doing business with you.
- Seninle iş yapmak için sabırsızlanıyorum.
Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.
- Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.
I want to do a good job.
- Ben iyi bir iş yapmak istiyorum.
Do you want to do business or not?
- İş yapmak istiyor musun ya da istemiyor musun?
Tom wants to do business with Mary.
- Tom Mary ile iş yapmak istiyor.