Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.
- I tried to listen to him carefully.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.