Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.
- The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
Ölümcül bir hastalığa kurban gitti.
- He fell a victim to a deadly disease.
Leyla çok ölümcül bir kadındı.
- Layla was a very deadly woman.
Parti tamamen sıkıcıydı.
- The party was perfectly deadly.
Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir.
- Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.
Hristiyan dinine göre yedi ölümcül günahın isimlerini ezberden okuyabilir misin?
- Can you recite the names of the seven deadly sins according to the Christian religion?
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.