juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy

listen to the pronunciation of juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy
İngilizce - Türkçe

juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sew
{f} dikiş dikmek

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır. - This lonely patient takes pleasure from sewing.

Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor. - The lonely patient derives pleasure from sewing.

sew
dikmek

Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok. - There's not enough light in this room for sewing.

Bunu dikmek birkaç saatimi aldı. - It took me several hours to sew it.

sew
dik

Gömleğime bir düğme diker misin? - Would you sew a button on my shirt?

Annem bana dikiş makinesini verdi. - My mother gave me her sewing machine.

sew
halletmek
sew
sew on üzerine dikmek
sew
sew dik
sew
dikerek iliştirmek
sew
başarmak
İngilizce - İngilizce
sew