She is careless about her attire.
- O, kıyafeti hakkında dikkatsiz.
Sami was dressed in cowboy attire.
- Sami kovboy kıyafeti giyindi.
Is there a dress code?
- Bir kıyafet zorunluluğu var mı?
His dress is that of a gentleman but his speech and behavior are those of a clown.
- Kıyafeti bir beyefendininki gibi ama konuşması ve davranışı bir palyaçonunki gibi.
We went up two floors to reach the apparel stalls.
- Kıyafet tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
Tom and Mary attended a costume party.
- Tom ve Mary kıyafet balosuna katıldılar.
We've been invited to a costume party.
- Bir kıyafet balosuna davet edildik.
What did Tom think of your outfit?
- Tom kıyafetinle ilgili ne düşündü?
She was wearing a splendid outfit.
- Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.
She wastes all her money on clothing.
- Bütün parasını kıyafetlerde çarçur eder.
Today sure is hot! I wore the wrong kind of clothing.
- Bugün elbette sıcak! Yanlış türde kıyafet giydim.