Dreams are the touchstones of our characters.
- Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
He's a man of very good character.
- O çok iyi kişilikli bir adamdır.
I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
Bilal is a person of knowledge.
- Bilal bilgili bir kişidir.
Personal computers are of great use.
- Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
I thought you'd be the last person to do such a thing.
- Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
Were you the one who planned this whole thing?
- Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin?
How did you figure out Tom was the one who did it?
- Onu yapan kişinin Tom olduğunu nasıl öğrendin?
Andrej Chadanovič is a major figure in the Belarusian poetry.
- Andrej Chadanoviç, Belarus şiirinde önemli bir kişidir.
Would you like to add me to your contact list?
- Kişi listene beni eklemek ister misin?
People with autism often don't make eye contact when talking to someone.
- Otizmli kişiler, birisiyle konuşurken çoğu zaman göz teması kurmazlar.
Tom is a very selfish person.
- Tom çok bencil bir kişi.
Many people suffer from low self-esteem.
- Birçok kişi kendine saygı azlığından muzdarip.
You're a brave soul if you want to climb the Urals.
- Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin.
Tom is a very brave soul.
- Tom çok cesur bir kişidir.
It is likely that the police confused the two individuals as they both had similar facial features.
- Benzer simaları olduğu için polisin iki kişiyi birbiriyle karıştırmış olması muhtemel.
She had an individual style of speaking.
- Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
There were too many people at the concert.
- Konserde çok fazla kişi vardı.
That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
You are the most important person in my life.
- Hayatımda en önemli kişi sizsiniz.
The life of a person is a transient thing.
- Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.
Fine feathers make fine birds.
- Güzel giysiler kişiyi güzel gösterir.
Only a few people understood me.
- Sadece birkaç kişi beni anladı.
One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
Eight out of ten dieters who lose up to ten percent of their body weight put it back on again within five years.
- Diyet yapan ve vücut ağırlığının yüzde onuna kadar bir oranda kilo vermiş olan her on kişiden sekizi, beş yıl içinde bu kiloları geri almaktadır.
Tom was the one who discovered the body.
- Tom cesedi keşfeden kişiydi.
She has totally changed her character.
- Kişiliğini tamamen değiştirdi.
José showed himself to be a person of bad character.
- Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
The per capita consumption of rice of Japanese people is about half of what it was fifty years ago.
- Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.
At least four were killed in the explosion of a car bomb outside a police station in the capital, Nairobi.
- Başkent Nairobi'de bir polis karakolunun dışındaki bir araba bombası patlamasında en az dört kişi öldü.
My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
- Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
If you want to have an attractive personality, you need to have a good head on your shoulders.
- Eğer çekici bir kişiliğe sahip olmak istiyorsanız, omuzlarınızda iyi bir kafaya sahip olmalısınız.
More than 50 people died from the recent eruption. Volcanic rocks struck some victims in the head.
- Son püskürmede 50'den fazla kişi öldü. Volkanik kayalar bazı kurbanların başına çarptı.