This is the finest view I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.
This is a view of the Alps.
- Bu Alplerin bir manzarasıdır.
The landscape is unfamiliar to me.
- Manzara bana tanıdık değil.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
- Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
The scenery was beyond description.
- Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.
The scenery carried me back to my younger days.
- Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
The scene of the car accident was a horrifying sight.
- Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
It was a beautiful sight.
- Güzel bir manzaraydı.
Japan is famous for its scenic landscapes.
- Japonya, doğal manzaraları ile ünlüdür.
Japan is famous for her scenic beauty.
- Japonya manzara güzelliğiyle ünlüdür.
He took a picture of the beautiful landscape.
- Güzel manzaranın bir resmini çekti.
The landscapes of Provence are very picturesque.
- Provence manzaraları resmedilmeye değerdir.
The hotel has a good prospect.
- Otelin güzel bir manzarası var.
It's a spectacle you won't forget.
- Bu unutmayacağın bir manzara.
Tom lived in a spectacularly beautiful place.
- Tom olağanüstü manzaralı güzel bir yerde yaşadı.