That kind of dress is now in fashion.
- O tür elbise şimdi moda.
Next year, hats will become fashionable.
- Önümüzdeki yıl şapkalar moda olacak.
She follows all the latest trends in fashion.
- O modadaki bütün en son trendleri izler.
The trendy word of the year was digital: digital clocks, digital microwave ovens, even digital fountain pens.
- Yılın moda kelimesi dijital: dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.
Viking helmets with horns aren't in style in Scandinavia anymore.
- Boynuzlu Viking kaskları İskandinavya'da artık modaya uygun değil.
I wish the fedora would come back in style.
- Keşke fötr şapka modaya uygun geri gelse.
Those shoes are old fashioned.
- Bu ayakkabılar eski modadır.
I'm not old fashioned.
- Ben eski moda değilim.
Hebrew is not at all old-fashioned, but rather modern, effervescent, and fresh.
- İbranice hiç eski moda değil ama oldukça modern, coşkun ve taze.
Who's your favorite fashion model?
- Favori moda mankenin kim?
They live in the fashion world.
- Moda dünyasında yaşıyorlar.
The trendy word of the year was digital: digital clocks, digital microwave ovens, even digital fountain pens.
- Yılın moda kelimesi dijital: dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.
She always wore trendy clothes.
- O hep modaya uygun elbiseler giydi.
Next year, hats will become fashionable.
- Önümüzdeki yıl şapkalar moda olacak.
That kind of dress has become quite fashionable.
- Bu tür elbise oldukça moda oldu.
It's kind of in vogue, but the price is too much!
- Bu biraz modaya uygun ama fiyat çok fazla.
Terms like sexism are now in vogue.
- Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
Long skirts are very much in fashion.
- Uzun etekler modada çok fazladır.
I can't keep up with these changes in fashion.
- Modadaki bu değişimlere ayak uyduramıyorum.
It's just one of those annoying buzzwords.
- Bu sadece şu can sıkıcı moda sözcüklerden biri.