Tom had a hunch that Mary had spent the day reading comic books.
- Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.
When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.
- Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
a reading of the current situation.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
They are reading their newspapers.
- Onlar kendi gazetelerini okuyor.