How much money do you want?
- Ne kadar para istiyorsun?
He has lots of money.
- O aşırı para harcıyor.
Tom caught Mary stealing money from the cash register.
- Tom Mary'yi yazar kasadan para çalarken yakaladı.
He's raking in the cash.
- O, çok para kazanıyor.
Tom lives beyond his means.
- Tom kazandığından çok para harcıyor.
She lives beyond her means.
- O, kazandığından çok para harcıyor.
That dude is rolling in dough.
- Şu arkadaş para içinde yüzüyor.
I'm rolling in dough.
- Ben çok para kazanıyorum.
France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
- Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.
Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.
- Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
Time is the coin of your life. You spend it. Do not allow others to spend it for you.
- Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin.
We exhausted our funds.
- Biz para kaynağını tükettik.
IMF stands for International Monetary Fund.
- IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.
A household is a group that shares the same living space and finances.
- Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.
Mr. Morita started a business by using borrowed money as capital.
- Bay Morita sermaye olarak borç para kullanarak bir işe başladı.
You worship money because you believe in capitalism.
- Kapitalizme inandığın için paraya tapıyorsun.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
- Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
The man claimed he didn't take the money.
- Adam parayı almadığını iddia etti.
We all chipped in to buy our teacher a birthday present.
- Hepimiz öğretmenimize bir doğum günü hediyesi almak için para verdik.
He is rolling in riches.
- O para içinde yüzüyor.
Even if I were rich, I wouldn't give money to him.
- Zengin olsam, ona para vermem.
Monetary value is the dominant value in American society.
- Parasal değer Amerikan toplumunda egemen değerdir.
IMF stands for International Monetary Fund.
- IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.
When do you think his funds will run out?
- Onun parasının ne zaman biteceğini düşünüyorsun?
Many of my friends tried to live on their own but moved back home because of insufficient funds for their lifestyle.
- Arkadaşlarımdan birçoğu kendi başlarına yaşamaya çalıştı ancak yaşam biçimleri için yetersiz para nedeniyle eve döndü.
He had barely enough money to buy bread and milk.
- Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
When he had no money, he couldn't buy any bread.
- Parası olmadığı zaman hiç ekmek alamazdı.
Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
- Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
If you want to go to Israel, you need many shekels. Water costs only 0,50 ₪.
- İsrail'e gitmek istiyorsan çok paraya ihtiyacın var. Su sadece 0,50 ₪.
With the money Jack won from his lawsuit, he should be able to live on easy street.
- Jack davasından kazandığı parayla refah içinde yaşayabilmeli.
My jacket has a secret pocket where I can hide money or other valuables.
- Ceketimin para veya başka şeyler saklayabileceğim gizli bir cebi var.
Green is the color of money.
- Yeşil, paranın rengidir.
The five yuan coins are brass, and the ten yuan coins are made out of bronze.
- Beş yuan paralar pirinç, ve on yuan paralar bronz dışında yapılır.
The 5 yen coin is made from brass and the 10 yen coin is made from bronze.
- 5 yen bozuk para pirinçten yapılır ve 10 yen bozuk para bronzdan yapılır.
Tom stole money from Mary's purse.
- Tom Mary'nin cüzdanından para çaldı.
Tom stole some money from Mary's purse.
- Tom Mary'nin cüzdanından biraz para çaldı.
Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.
- His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed.
Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
- This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
Bu paragrafın anlamını anlayabiliyor musun?
- Can you understand the meaning of this paragraph?
Johnny, lütfen sondan bir önceki paragrafı oku.
- Johnny, please read the penultimate paragraph.
O bir paraşütçü asker miydi?
- Was he a paratrooper?
Tom paraşütçü askeri doktor olmak istemiyor.
- Tom doesn't want to be a paramedic.