previously, before a certain time

listen to the pronunciation of previously, before a certain time
İngilizce - Türkçe
Daha önce, belirli bir süre önce
already
zaten

Zaten Çince yazabiliyorum. - I can already write in Chinese.

Sen gelmeden önce ben zaten çıkmıştım. - By the time you came back, I'd already left.

already
halihazırda

Halihazırda daha iyi hissediyorum. - I already feel much better.

already
çoktan

İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti. - Arriving at the station, I found the train had already left.

Ben istasyona vardığımda, tren çoktan hareket etmişti. - The train had already started when I got to the station.

already
önceden

Postacı önceden geldi mi? - Has the mailman already come?

Bu hafta sonu için Tom'un önceden planları var. - Tom already has plans for this weekend.

already
şimdiden, halen (Türkçede genellikle çevirisiz kalır.): You're too late; he's already gone. Geç kaldın; gitti
already
hanidir
already
işte

Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi. - His mother was already home from work and had supper prepared.

Zaten işte olman gerekmiyor mu? - Shouldn't you be at work already?

already
daha önce

Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü. - The student has already solved all the problems.

Tom o sınıfa daha önce kaydoldu. - Tom has already signed up for that class.

already
evvelce
already
bile

Saat dokuz oldu bile. - It is already nine o'clock.

Sanırım önceden bir bilet aldın. - I suppose you've already bought a ticket.

already
daha önce/zaten/şimdiden
already
şimdiden

O iki yaşında, ama şimdiden 100'e kadar sayabiliyor. - She is two years old, but she can already count to 100.

Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor. - But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals.

already
Beklenenden daha
already
halen

Kahvaltı için bir sürü şey yememe rağmen, ben halen açtım. - Even though I had eaten a lot for breakfast, I was already hungry.

Kuzenim halen dört yaşında. - My cousin is already four years old.

İngilizce - İngilizce
already