Tom'u hep böyle anımsamak istemez miydiniz?
- Wouldn't you want to remember Tom always in this fashion?
Bunu hatırlamak kolay.
- It's easy to remember.
İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.
- I always have trouble remembering names.
O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.
- You don't have to be very old to remember that event.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
- It is important to remember who your friends are.
Lütfen mektubu postalamayı unutmayın.
- Please remember to mail the letter.
Beni istasyonda karşılamayı unutmayın.
- Remember to meet me at the station.
Tanıştığımız günü anımsarım.
- I remember the day we met.
Tom'la ilk kez ne zaman karşılaştık anımsamıyorum.
- I can't remember when I first met Tom.
Yarın bu kitabı satın almayı unutmamak zorundayım.
- I have to remember to buy this book tomorrow.
Bütün yapman gereken, bu üç basit adımı unutmamak.
- All you need to do is remember these three very simple steps.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.
- I never see this album without remembering my school days.
Onun adını hatırlayamıyorum.
- I can't remember her name.
Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember him.
Tom Mary'yi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember Mary.
New York'ta Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.
- The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered.
Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
- Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.
- Tom admitted that he always has trouble remembering names.
Tom onların ayrılığının ne kadar acı verici olduğunu hatırlamadan Mary'yi düşünemedi.
- Tom couldn't think of Mary without remembering how painful their breakup had been.
O bir çocukken dil yeteneğinin kaynağı olarak yarış atı isimlerini hatırlayarak verdi.
- He gave his remembering of race horse names when he was a child as the source of his language ability.
Her set gaze gathered.
Please remember me to your brother.
Please remember this formula!.
I remember locking the door.
Remember to lock the door when you go out.
You don't have to remind him, he remembers very well.
... And I'm literally dying over it, because remember, I'm ...
... So I remember I was in Canada, and I was really tired, and I ...