I have seen various difficulties.
- Ben çeşitli zorluklar gördüm.
We talked about various things.
- Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
The butcher shop sells assorted cuts of meat.
- Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.
This box contains assorted chocolates.
- Bu kutu çeşitli çikolatalar içerir.
VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
- VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
In fact, there are countless, varied uses for the Internet.
- Aslında, internetin sayısız, çeşitli kullanım alanları vardır.
Globalization destroys the diversity of languages.
- Küreselleşme dil çeşitliliğini yok ediyor.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
There are many different types of cookies.
- Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
You can get to her house in a variety of different ways.
- Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
The disease spread in several ways.
- Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.
I've made several mistakes in my life.
- Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.
The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
You can get to her house in a variety of different ways.
- Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
What kind of woman do you think I am?
- Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
What kinds of meat dishes do you serve?
- Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
You can get to her house in a variety of different ways.
- Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
There was a great variety of dishes on the menu.
- Menünün içinde büyük bir çeşit yemek vardı.
How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
- Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
What sort of house do you have?
- Ne çeşit bir evin var?
Various types of philosophy originated in Greece.
- Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
Every type of socialization requires a lie.
- Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.
Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
I wonder if this is some sort of scam.
- Ben bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.
How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
- Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.
- Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
She knows how to make more than a hundred types of bread.
- O, yüz çeşitten fazla ekmek yapmasını bilir.
Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
- Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
Sami had some form of paranoid schizophrenia.
- Sami'de bir çeşit paranoyak şizofreni vardı.
There are several kinds of cloud formations.
- Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.
We also have lentils in our assortment.
- Ayrıca çeşitlerimizde mercimeğimiz var.
A clocktower is full of an assortment of doodads and doohickies.
- Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.
I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.
- Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
Oil is necessary to run various machines.
- Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.
A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
- Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
We discussed a wide range of topics.
- Çok çeşitli konular tartıştık.