Fadıl bir mayın tarlasına girdi.
- Fadil walked into a minefield.
Mayın tarayıcının amacı, mayınları patlatmadan mayın tarlasını temizlemektir.
- The objective of Minesweeper is to clear the minefield without detonating the mines.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.
- There is a fundamental difference between your opinion and mine.
Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.
- I always carry a bottle of mineral water with me.
Bu bölge, değerli madenler üretir.
- This region produces precious minerals.
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
Bu maden gelecek ay kapanacak.
- This mine will close down next month.
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- Her bike is better than mine.
Meyve ve sebzeler vitamin, mineral ve lif için iyi bir kaynaktır.
- Fruit and vegetables are a good source of vitamins, minerals and fibre.
Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.
- This country is rich in mineral resources.
Aminler azotlu bileşiklerdir.
- Amines are nitrogenous compounds.
Onlar bu kasabada 350 yıldır demir çıkardılar.
- They mined iron in this town for 350 years.
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
- After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
Crater of Diamonds State Park is the only place in the world where visitors can mine their own diamonds.
We had to slow our advance after the enemy mined the road ahead of us.
... A good friend of mine is in town for I/O. And I thought we ...
... I left my book at school I can just share mine ...