Tom merdivenlerden aşağıya koştu. - Tom ran down the stairs.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti. - She quickly went up the stairs.

Akropolis merdiveninin 60 basamağı vardı. - The Acropolis' staircase had 60 steps.

Tom cılız merdivene dikkatlice tırmandı. - Tom carefully climbed up the rickety staircase.

Basamaklardan düşüp başımı vurdum. - I fell down the stairs and hit my head.

Tom ön basamaklarda oturuyor. - Tom is sitting on the front steps.

Tom ve Mary kütüphanenin önündeki basamaklarda oturuyorlardı. - Tom and Mary were sitting on the steps in front of the library.

O, merdivenlerden aşağıya geliyordu. - She was coming down the stairs.

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi. - Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.

Acil bir durumda, asansörü değil merdiveni kullanın. - In an emergency, use the stairway, not the elevator.

Bir yangın durumunda, bu acil merdivenini kullanın. - In case of a fire, use this emergency stairway.