Tom bir milyon dolar içeren bir çanta taşıyor.
- Tom is carrying a bag containing a million dollars.
Tom Mary'ye üç yüz dolar içeren bir zarf verdi.
- Tom gave Mary an envelope containing three hundred dollars.
Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
- The box contains a Mesopotamian statue.
Bu bira %5 alkol içermektedir.
- This beer contains 5% alcohol.
Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
- His speech contained many fine phrases.
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- The dictionary contains about half a million words.
Doctors are trying to contain disease.
I couldn’t contain my excitement any longer.
If that subgraph contains the vertex in question then it must be spanning.