Tom Fransa'da iken kesinlikle bir ya da iki sanat müzesini ziyaret etmeli.
- Tom should definitely visit an art museum or two while he's in France.
Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
Ayrılmadan önce belirli bir planının olmasını istiyorum.
- I want you to have a definite plan before you leave.
Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur.
- There is a definite time to return the book.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
- It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
O kesinlikle tam zamanlı bir iştir.
- It's definitely a full-time job.
Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
- Tom definitely knows exactly what happened.
The mother definitely has love for her child.
... play has definitely gone up in the last three or four years. ...
... So it's definitely appealing for people who just want to ...