Elektrikli ev aletleri ev işini daha kolay yaptı.
- Electrical appliances have made housework easier.
Şirket elektrikli eşya üretiyor.
- The company manufactures electrical goods.
Elektrikli otomobillerin performansı arttı.
- The performance of electric cars has improved.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
- Our electric heater does not work well.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
- Our electric heater does not work well.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
- There is no life without electricity and water.
Tom bir elektrik mühendisidir.
- Tom is an electrical engineer.
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.
- After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Kardeşim bir elektrogitar aldı.
- My brother bought an electric guitar.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.