This machine saves us a lot of labor.
- Bu makine emekten tasarruf etmemizi sağlıyor.
Her kitchen is equipped with labor-saving devices.
- Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı.
The biggest challenge to the project will be the availability of workers with the skills required to bring it to fruition.
- Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.
About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
- Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.
Go where you will, you can't hope for success without effort.
- Nereye gidersen git, emek vermeden başarıyı bekleyemezsin.
A considerable amount of time and effort have been spent already.
- Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.