The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
This is the passage to the sea.
- Bu denize doğru geçiştir.
The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
- Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
Tom bought a VIP pass.
- Tom bir VIP geçiş aldı.
I have two passes to the game.
- Oyuna iki geçişim var.
Chromium is a transition element.
- Krom bir geçiş elementidir.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
I saw him crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.