Fred took a liking to Jane and they started seeing each other.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onlar birbiriyle görüşmeye başladı.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.
Somehow I have taken a fancy to that girl.
- Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
Tom began to really enjoy jogging after a few days.
- Tom birkaç günden sonra koşudan gerçekten hoşlanmaya başladı.
Tom says he doesn't know why Mary didn't enjoy the movie.
- Tom Mary'nin filmden niçin hoşlanmadığını bilmediğini söylüyor.
I dislike being alone.
- Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.
He is such a bad person that everybody dislikes him.
- O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
I do not much care for this kind of drink.
- Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.