Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
- Take your coat in case it rains.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Bazı durumlarda, pidgin birinci dil haline geldi.
- In some cases, pidgin became a first language.
Bazı durumlarda, meme ameliyatı koruyucu bir ameliyattır- meme kanseri riski yüksek olduğu düşünülenler tarafından alınan bir önlem.
- In some cases, mastectomy is prophylactic surgery - a preventive measure taken by those considered to be at high risk of breast cancer.
Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
- I locked the door, in case someone tried to get in.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
- Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
Yangın durumunda, çanı çal.
- In case of fire, ring the bell.
In case of emergency, break glass.