Cornbread goes well in cupcake pans.
- Mısır ekmeği, muffin pankek ile iyi gider.
Through genetic engineering, corn can produce its own pesticides.
- Genetik mühendisliği sayesinde, mısır kendi böcek ilaçlarını üretir.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
Cats were domesticated by the Egyptians.
- Kediler, Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.
Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
France has banned a strain of genetically modified maize.
- Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
I eat cornflakes for breakfast.
- Kahvaltı için mısır gevreği yerim.
I can't start the day without my morning cereal.
- Mısır gevreğimi yemeden güne başlayamam.
I need some milk for my cereal.
- Mısır gevreğim için biraz süte ihtiyacım var.
Tom followed John across a cornfield.
- Tom bir mısır tarlasınında John'u izledi.
Tom took a handful of popcorn from the bowl.
- Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.
Would you like some popcorn?
- Biraz patlamış mısır ister misiniz?