I like reading American novels. - Amerikan romanları okumayı severim.

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

I'm up for the challenge. - Meydan okumak için hazırım.

I enjoy the challenge. - Meydan okumaktan hoşlanıyorum.

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

I have no time to read books. - Benim kitap okumak için zamanım yok.

He goes to the library to read books. - Kitap okumak için kütüphaneye gider.

I just want to relax in the park and read a book. - Ben sadece parkta dinlenmek ve bir kitap okumak istiyorum.

I want to stay home and read a book. - Evde kalmak ve bir kitap okumak istiyorum.

You had better not read this book. - Bu kitabı okumasan iyi olur.

I do not read his novels. - Ben onun romanlarını okumam.

I'm reading the New York Times. - New York Times'ı okuyorum.

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

I have never read that book. - O kitabı hiç okumadım.

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

What do you want to study at college? - Üniversitede ne okumak istiyorsun?

My decision to study abroad surprised my parents. - Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.

Tom never reads the newspaper. - Tom asla gazete okumaz.

Tom reads nothing but fiction. - Tom kurgudan başka bir şey okumaz.