İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.
- At first, we weren't familiar at all. Over time we got to know each other.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
- I'm afraid you have to work overtime.
Gelecek hafta her gün fazla çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to work overtime every day next week.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Yesterday I had to work overtime.
Tom Noel Arefesinde fazla mesai yapmak istemedi.
- Tom didn't want to work overtime on Christmas Eve.
she will get well over time - zaman içerisinde iyileşecek.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Yesterday I had to work overtime.
Tom Noel Arefesinde fazla mesai yapmak istemedi.
- Tom didn't want to work overtime on Christmas Eve.
Workers are usually paid extra for working overtime.
... a more efficient job and, over time, ...
... And over time, people who are on Social Security would only be ...