Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.
- Sami kidnapped something like a hundred women.
Tom'un onayı olmadan onun gibi bir şey yapamam.
- I can't do something like that without Tom's approval.
Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum.
- I've always known something like this might happen.
Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum.
- I've always known something like this might happen.
Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Böyle bir şey için ne kadar öderdin?
- How much would you pay for something like this?
Tom şimdiye kadar böyle bir şeyi asla yapmadı.
- Tom would never ever do something like that.
... So what I've tried to do is be consistent. With respect to something like coal, we made ...
... Or something like that. ...