Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler!
- In Soviet Russia, radio listens to the listener!
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
- Listen! They're playing my favorite music.
Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to pay attention to what Mary says.
O, öğretmene hiç kulak vermez.
- He never listens to the teacher.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
- Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
- I like listening to the radio.
Radyo dinlemek ister misin?
- Do you want to listen to the radio?
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi.
- I did speak, but no one listened to me.
I like to listen to music.