Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Tom shot Mary twice in the leg.
Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
- A book worth reading is worth reading twice.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- He is twice as old as I.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
- He married twice and had more than 20 children.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
- I have seen Star Wars twice.