Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
- Within days, Japan captured the American island of Guam.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İki olay arasında yıllar geçer.
- Years intervene between the two incidents.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
İki olay arasında yıllar geçer.
- Years intervene between the two incidents.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
The Rat lightly stepped into a little boat which the Mole had not observed. It was painted blue outside and white within, and was just the size for two animals; and the Mole's whole heart went out to it at once .
Leave here within three days.
... including within Medicaid and Medicare. But really the issue driving health care and health ...
... But when it comes to freedom within the companies they run, they're stuck a good 50 years earlier, ...