One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
The United States had won the race to the moon.
- Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
Boats were racing last night.
- Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
The Yankees are running away with the pennant race.
- Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.
He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
Tom competes in ski races.
- Tom kayak yarışında yarışıyor.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
Are you going to take part in the contest?
- Yarışmaya katılacak mısınız?
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
This is a public street, not a racetrack.
- Bu bir kamu sokağı, bir yarış pisti değil.
Tom went to the horse races once last summer.
- Tom geçen yaz bir kez at yarışlarına gitti.
I never bet on horse races.
- At yarışlarında asla bahse girmedim.