ölç

listen to the pronunciation of ölç
Турецкий язык - Английский Язык
quantify
{f} measure

Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume. - Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

admeasure
{f} measured

Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume. - Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

The value of a good education cannot be measured in terms of money. - İyi bir eğitimin değeri para cinsinden ölçülemez.

{f} measuring

The thermometer is an instrument for measuring temperature. - Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.

ׁWe're measuring the depth of the river. - Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.

{f} gauge

This test will gauge your reading comprehension. - Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.

He wears a 6 gauge earring. - O bir 6 ölçü küpe takıyor.

moderate

My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy. - Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.

Taking moderate exercise will do you good. - Ölçülü egzersiz yapmak size iyi gelecektir.

benchmark