Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
- Music is an important part of my life.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
- I partly agree with you.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Yarın partiye gelecekmisin?
- Will you come to the party tomorrow?
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
- The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
- I will love you for better for worse till death us do part.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
- No one was in a hurry to leave the party.