I was foolish enough to believe him.
- Ona inanacak kadar akılsızdım.
I plan to help Tom steal some cars. That would be unwise.
- Tom'un birkaç araba çalmasına yardımcı olmayı planlıyorum. Bu akılsızca olur.
That would be very unwise.
- O çok akılsız olurdu.
It's just mindless entertainment.
- Bu sadece akılsızca yapılan eğlence.
The internet is a wonderful source of mindless entertainment.
- İnternet akılsız eğlence için harika bir kaynaktır.
A person can be unintelligent, yet knowledgeable.
- Bir kişi akılsız ama bilgili olabilir.
Tom is unintelligent, isn't he?
- Tom akılsız, değil mi?
I was foolish enough to believe him.
- Ona inanacak kadar akılsızdım.
He's jealous and irrational.
- O kıskanç ve akılsız.
Someone famous said that imagination is more important than intelligence.
- Ünlü biri hayal akıldan daha önemlidir dedi.
One should bear in mind that time is money.
- İnsan paranın zaman olduğunu akılda tutmalıdır.
Little thing please little minds.
- Küçük şey küçük akılları memnun eder.
She knows better than to argue with him.
- O, onunla tartışmayacak kadar akıllıdır.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
This reasoning is really insane.
- Bu akıl yürütme gerçekten delice.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
Who is the brains of this operation?
- Bu operasonun akıl hocaları kimdi?
The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.
- Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.
She was sent to a mental hospital.
- Akıl hastanesine gönderildi.
Tom was sent to a mental hospital.
- Tom bir akıl hastanesine gönderildi.
You were wise not to follow his advice.
- Onun tavsiyesini dinlemeyecek kadar akıllıydın.
Sami was smart enough to listen to Layla's advice.
- Sami, Leyla'nın tavsiyesini dinleyecek kadar akıllıydı.
Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people.
- Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.
That's a clever idea.
- Bu akıllıca bir fikir.
Health and intellect are the two blessings of life.
- Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.
Use your head to save your heels.
- Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş.
I admit he's smart, but does he have to talk over everyone's heads all the time?
- Onun akıllı olduğunu kabul ediyorum ama o her zaman karşısındakinin anlayamayacağı şekilde konuşmak zorunda mı?