They are not used to our customs yet.
- Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
She is used to living alone.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
I'm used to keeping early hours.
- Erken kalkmaya alışkınım.
I am in the habit of taking a shower in the morning.
- Sabah duş almaya alışkınım.
I am in the habit of taking my dog for a walk in the morning.
- Sabahleyin köpeğimi yürüyüşe götürmeye alışkınım.