Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Tüm gün sürekli yağmur yağdı.
- It rained continuously all day.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Düşman bütün gün saldırısına devam etti.
- The enemy kept up their attack all day.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.
- He does nothing but watch TV all day long.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
an all-day event.
... And employees don't want the devices that they use all day locked, because they might ...
... all day long ...