Определение building в Английский Язык Турецкий язык словарь
- {i} inşaat
köprü inşaatı için fiyat verilmişti.
- Bids were invited for building the bridge.
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
- {i} bina
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
- {i} inşa etme
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
- yapı yapma
- {i} yapı
Onlar bir ev yapıyorlar.
- They are building a house.
Bina 1960'ta yapıldı.
- The building was built in 1960.
- {f} inşa et: prep.inşa ederek
- {i} kurma
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
- {f} inşa et
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
- building block çimento bloku
- {i} apartman
Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.
- Tom lives on the third floor of this apartment building.
Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
- {i} inşa
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.
- The children are building sand castles on the beach.
- (Otomotiv) sırt geçirme
- (Bilgisayar) oluşturma
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- (İnşaat) inşa ederek
- yapma
Demir, gemi yapmada kullanılır.
- Iron is used in building ships.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
- inşaatçılık
- dikili
- dikinti
- inşa/bina
- build geliştir/inşa et
- yapı bina
- binada
- build
- inşa etmek
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
- building site
- şantiye
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.
- On building sites, hard hats must be worn at all times.
Ben bir şantiyede çalışıyorum.
- I work on a building site.
- building area
- (İnşaat) inşaat alanı
- building block
- yapıtaşı
- building blocks
- temeller
- building code
- (İnşaat) yapım kuralları
- building cost
- inşaat maliyeti
- building inspection
- yapı denetimi
- building land
- arsa
- building laws
- inşaat hukuku
- building lime
- yapı kireci
- building owner
- (İnşaat) inşaat sahibi
- building site
- inşaat alanı
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
- building site
- (İnşaat) inşaat sahası
- building sites
- şantiyeler
- building society
- (Ticaret) inşaat şirketi
- building stones
- yapı taşları
- building act
- bina inşaat kanunu
- building block
- yapı taşı
- building block principle
- blok yapı ilkesi
- building code
- bina mevzuatı
- building code
- yapı yasaları
- building complex
- inşaat kompleksi
- building component
- yapı bileşeni
- building construction
- bina yapımı
- building contractor
- müteahhit
- building contractor
- inşaatçı
- building contractor
- üstenci
- building density
- yapı yoğunluğu
- building department
- inşaat departmanı
- building expenses
- inşaat masrafları
- building expert
- yapı uzmanı
- building height
- yapı yüksekliği
- building license
- inşaat ruhsatı
- building license
- yapı ruhsatı
- building license
- yapı oluru
- building line
- cephe hattı
- building loan
- inşaat kredisi
- building lot
- yapı alanı
- building lot
- inşaat sahası
- building maintenance
- bina bakımı
- building manager
- şantiye şefi
- building material
- inşaat malzemesi
- building material
- yapı gereci
- building paper
- katranlı mukavva
- building permit
- inşaat ruhsatı
- building plot
- imar parseli
- building plot
- yapı yerbölümü
- building regulation
- bina nizamnamesi
- building regulation
- yapım kuralı
- building regulation
- bina talimatnamesi
- building regulations
- yapı kuralları
- building research
- yapı araştırması
- building scheme
- yapı tasarımı
- building site
- yapı mahali
- building society
- yapı kooperatifi
- building stone
- inşaat taşı
- building stone
- yapıtaşı
- building system
- inşaat sistemi
- building tax
- bina vergisi
- building technique
- inşaat tekniği
- building trade
- inşaat sanayi
- building trade
- yapı sanayi
- building trade
- inşaat sektörü
- building zone
- yapı bölgesi
- building area
- iskân sahası, yerleşme alanı
- building audit
- yapı denetim
- building block
- temel ilke
- building bricks
- inşaat tuğlaları
- building bylaw
- bina inşaat nizamnamesi
- building contractor
- İnşaat müteahhiti
- building description
- bina tasviri
- building fund
- inşaat fonu
- building plaster
- bina alçısı
- building rentals
- dükkân kiraları
- building societies
- Bina toplumların
- building-up
- Yapı-up
- building acts
- (İnşaat) inşaat yasaları
- building acts
- (İnşaat) yapım yasaları
- building berth
- (Askeri) tersane rıhtımı
- building board
- (İnşaat) yapı levhası
- building brick
- (Gıda) yapı tuğlası
- building comb
- (Arılık) petek inşa etmek
- building complex
- site
- building core
- (İnşaat) bina çekirdeği
- building decisions
- yapıcı kararlar
- building drain
- (İnşaat) bina mecrası
- building expert
- inşaat uzmanı
- building frame
- (İnşaat) bina çatkısı
- building kit
- yapı setleri
- building kit
- oyuncak yapı kovası
- building kit
- yapı oyuncakları
- building lease
- hasılat kirası
- building limes
- inşaat kireçleri
- building line
- (İnşaat) önyüz çizgisi
- building line
- inşaat hattı
- building line
- (İnşaat,Teknik) yapı çizgisi
- building line
- ön yüz çizgisi
- building loan
- (Ticaret) yapı kredisi
- building lot
- (İnşaat) yapı arsası
- building lot
- şantiye
- building market
- inşaat piyasası
- building panel
- (İnşaat) yapı levhası
- building paper
- (İnşaat,Teknik) yapı kağıdı
- building paper
- (İnşaat) katranlı karton
- building part
- (İnşaat) bina parçası
- building pfm
- (Bilgisayar) pfm yapılıyor
- building plot
- şantiye
- building plot
- (İnşaat) yapı arsası
- building sand
- (İnşaat) yapı kumu
- building sand
- (İnşaat) inşaat kumu
- building sewer
- (İnşaat) bina pissu bağlantı borusu
- building sides
- (İnşaat) bina yüzleri
- building slip
- (Askeri) tersane kızağı
- building slip
- (İnşaat) yapı yeri
- building space
- (İnşaat,Teknik) bina hacmi
- building trade
- yapı sanayii
- building trap
- (İnşaat) bina ana sifonu
- building up
- (Arılık) koloninin gelişimi
- building way
- (İnşaat) bina giriş yolu
- building way
- (İnşaat) bina yolu
- building worker
- inşaat işçisi
- build a building
- inşaat yapmak
- build
- {i} inşa
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
O mimar çok modern evler inşa ediyor.
- That architect builds very modern houses.
- build
- plan yapmak veya kurmak
- build
- build up birikmek
- build
- yapmak
Onu yapmak yıllarımı aldı.
- It took many years to build it.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
- build
- {f} inşaatçılık yapmak
- build
- {f} kurmak
Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
- build
- {i} (insan için) yapı, bünye, fizik
- build
- build in dahil etmek
- nest-building
- Kuşların yuva yapma işi
- buildings
- site
- office building
- ofis binası
- build
- (Bilgisayar) oluşturma
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
- build
- monte etmek
- build
- (Bilgisayar) yerleştir
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
- build
- (Bilgisayar) kurgu
- build
- (Bilgisayar) oluşturuyor
- build
- (Bilgisayar) yapım
Bina zaten yapım aşamasında.
- The building is already under construction.
Bina yapım aşamasındadır.
- The building is under construction.
- build
- (Bilgisayar) derleme
- build
- (Bilgisayar) oluştur
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
- build
- geliştirmek
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
- build
- kurgulamak
- build
- yapı (insan için)
- build
- yaratmak
- build
- bünye
- build
- yapı (vücut)
- build
- yapı yapmak
- build
- toparlanmak
- build
- parçaları bir araya getirmek
- build
- gelişmek
- build
- desteklemek
- build
- fizik
- building block
- (İnşaat) bina bloğu
- building permit
- (İnşaat) yapı oluru
- building site
- (İnşaat) alan
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
- buildings
- inşaat
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
- confidence building measures
- (Askeri) güven artırıcı önlemler
- institution’s building
- kurum binası
- intelligent building
- (İnşaat) akıllı bina
- multipurpose building
- (Turizm) çok amaçlı yapı
- museum building
- müze binası
- reinforced concrete building
- (İnşaat) betonarme bina
- residence building
- konut binası
- ruined building
- virane
- sick building syndrome
- hasta bina sendromu
- wooden building
- ahşap yapı
- wooden building
- ahşap bina
- additional building
- ek bina
- apartment building
- apartman
Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.
- Tom lives on the third floor of this apartment building.
Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
- bank building
- banka binası
- body building
- vücut geliştirme
- build
- yapı
Babam bir yapı ustasıdır.
- My father is a master builder.
Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
- The money was appropriated for building the gymnasium.
- build
- oluşturmak
- build
- {f} inşa et
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
- build
- beden yapısı
- church building
- kilise binası
- compiler building system
- derleyici yapım sistemi
- contiguous building
- bitişik yapı
- detached building
- müstakil bina
- detached building
- ayrı bina
- embassy building
- sefarethane
- factory building
- fabrika binası
- farm building
- çiftlik binası
- high rise building
- büyük bina
- medical building
- hastane binası
- mutual building association
- yapı kooperatifi
- out building
- ek bina
- road building
- yol inşaatı
- road building
- yol yapımı
- roman building
- roma yapıları
- ship building
- gemi sanayii
- unlawful building
- kaçak yapı
- unlawful building
- kaçak inşaat
- build
- seri yapmak
- build
- {i} vücut yapısı
- build
- natura builderyapıcı