She was washing the dishes.
- O, bulaşıkları yıkıyordu.
Let me help you with the dishes.
- Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.
Tom put the dirty dishes in the kitchen sink.
- Tom kirli bulaşıkları mutfak lavabosuna koydu.
Tom often leaves dirty dishes in the sink.
- Tom kirli bulaşıkları çoğunlukla lavaboda bırakır.
Tom rinsed off the plates and put them into the dishwasher.
- Tom bulaşıkları duruladı ve onları bulaşık makinesine koydu.
The kitchen lacks a dishwasher.
- Mutfakta bir bulaşık makinesi yok.
This coffee tastes like dishwater.
- Bu kahvenin tadı bulaşık suyu gibi.
Tom put the dishes in the dishwater.
- Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu.
Tom wiped the glass with a dishcloth.
- Tom bardağı bir bulaşık beziyle sildi.
The coffee tastes like wash water.
- Kahvenin bulaşık suyu gibi tadı var.
I want to wash up a little.
- Biraz bulaşık yıkamak istiyorum.
Can you help me with the washing up?
- Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?
If you haven't the energy to do the washing up, get a dishwasher.
- Eğer bulaşık yıkamak için gücün yoksa, bir bulaşık makinesi al.
Let me help you with the dishes.
- Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.
I'm washing the dishes.
- Bulaşıkları yıkıyorum.
I want to wash up a little.
- Biraz bulaşık yıkamak istiyorum.