I'm feeling a lot better.
- Çok daha iyi hissediyorum.
Nakido is better than Twitter.
- Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
Peace is preferable to war.
- Barış savaştan daha iyidir.
It would be preferable for you to surrender.
- Teslim olmanız daha iyi olurdu.
Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
- Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
Some people think eating at home is better for you than eating out.
- Bazı insanlar senin için evde yemenin dışarıda yemekten daha iyi olduğunu düşünüyor.
He is superior to her in math.
- Matematikte ondan daha iyi.
We've got to do better.
- Daha iyi yapmak zorundayız.
We have to do better next time.
- Gelecek sefer daha iyi yapmak zorundasın.
I was in better shape back then.
- O zamanlar gerçekten daha iyi şekildeydim.
We know we can do better.
- Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
You can see the stars with your naked eye, and even better through a telescope.
- Yıldızları çıplak gözle, hatta daha da iyisi teleskopla görebilirsin.
I have an even better idea.
- Benim daha da iyi bir düşüncem var.