Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.