Anlaştık, sonra görüşürüz.
- Agreed, see you later.
Daha sonra evde görüşürüz.
- I'll see you later at home.
Güle güle bile demedin.
- You didn't even say goodbye.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Şimdilik hoşça kal, sonra görüşürüz.
- So long, see you later.
Sen asla hoşçakal demedin.
- You never said goodbye.
Tom hoşçakal demeden gitti.
- Tom left without saying goodbye.
Peki, daha sonra görüşürüz.
- Well, I'll see you later.
Daha sonra görüşürüz sanırım.
- I guess I'll see you later.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Hoşça kal demek için geldim.
- I've come to say goodbye.
Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi.
- Tom kissed his kids goodbye.
Elveda, acımasız dünya.
- Goodbye, cruel world.